2 Mart 2013 Cumartesi

MMY Tantuni Blogger Etkinliği



Yemek Sohbetleri blogunun sahibi sevgili Yağmur İpar'ın daveti ile Yenibosna Air-port AVM'de bulunan MMY Tantuni'de toplandık. Ben biraz gecikmeli olarak toplantıya iştirak edebildim. Ben aralarına katıldığımda firma yetkilisi Yıldırım bey ile arkadaşlarımız tantuni ve firma hakkında koyu bir sohbete dalmışlardı. 

Tantuni Arap kökenli bir kelime olup Akdeniz bölgesinin Mersin iline ait yöresel bir yemektir. Dana tranç etinin yağsız ve sinirsiz hale getirilip küçük küçük doğranıp haşlandıktan sonra terbiye edilip son olarak da soğan, domates, maydanoz, ayçiçek yağı ve baharatlarla harmanlanıp dürüm, yarım ekmek veya arzu edildiği şekilde sunulan bir yemektir.






Çok sevdiğim ve Mersin'de tatma olasılığı bulduğum muhteşem lezzet tantuniyi burada da yemekten büyük zevk aldım. Tüm malzemelerini Mersin'den getirten firma besicilikten mezbahaya; üretimden tüketicinin sofrasına kadar her aşamada ürüne hâkim.  Ayrıca Satış kanalı ve tüketim kanalı ne olursa olsun leziz, sağlıklı, hijyen kalitesinden ödün vermeyen bir şirket politikasına sahip.

Yemeğin ardından tatlı yiyerek, tatlı sohbetimize devam ettik. MMY Tantuninin künefesinin methini duymuştum. Fakat AVM içinde sadece künefe satan bir komşuları olduğu için, şirket politikaları gereği orada künefe yapmadıklarını öğrendik. Bu yönü ile de firmayı gerçekten takdir ettim. Kabak tatlısı ve Ayva tatlısı da gerçekten muhteşemdi. 






Eğer sizde yöresel lezzetleri seviyorsanız MMY Tantuni'ye gidip bu lezzetleri tadın derim.





Bizi tüm personeli ile çok güzel ağırlayan MMY Tantuni nezdinde firma yetkilisi Yıldırım beye ve nazik daveti için Yağmur'uma çok teşekkür ediyorum.















24 Şubat 2013 Pazar

Tuzlu Çörek



Canım çayın yanında atıştırmalık bir şeyler istiyordu ve evdeki malzemelerle ne yapabilirim diye düşünürken ortaya böyle bir çörek çıktı ve biz bu lezzeti çok sevdik..Buyrun tarifi....




Malzemeler ;

  • 2,5 su bardağı süt
  • 1 su bardağı zeytinyağ
  • 3 yumurta
  • 1 paket instant (kuru) maya
  • 4 tatlı kaşığı şeker
  • 1 tatlı karşığı tuz
  • Aldığı kadar un

Yapılışı ;

Öncelikle sütümüzü ılıtalım ve yoğurma kabımıza alalım. Mayayı ve şekeri ilave edelim, iyice karıştıralım. Bir yumurtanın sarısını üzerine sürmek için ayıralım. Kalan 2 yumurtayı ve sarısını ayırdığımız yumurtanın beyazını yoğurma kabımızdaki karışıma ilave edelim. Tuzu ekleyelim ve azar azar un ilave ederek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edene kadar yoğuralım. Mayalanmaya bırakmadan önce tüm malzemeler özleşene kadar iyice yoğuralım. Hamurumuzu sıcak bir ortamda iki katı olana kadar mayalandıralım. Mayalanma işlemini 50 dereceye ısıtıp kapattığımız fırında da yapabiliriz. Mayalanan hamurumuzdan dilediğimiz büyüklükte parçalar kopararak şekil verelim ve tepsiye dizelim. Yarım saatte şekil verdiğimiz hamurları tepside bekletelim ve en son olarak üzerine ayırdığımız yumurta sarımızı sürelim.  200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirelim. Dilerseniz üzerine susam veya çörek otu serpebilirsiniz.


Afiyet Olsun..

22 Şubat 2013 Cuma

Karışık Otlu Dolamber Böreği


Ege otlar bakımından oldukça zengindir ve her mevsim pazarlarda çeşit çeşit ot bulmanız mümkün. Özellikle de bahar aylarında bu çeşitler daha da artıyor. Pazara gittiğinizde börek yada yemek yapmak için karışık olarak satılan ( ıspanak, arapsaçı, ısırgan otu, ebegümeci, gelincik, hardal otu, turp otu, leylek gagası) yabani otlardan alabilirsiniz.  Fakat İstanbul'da maalesef karışık ot bulmak biraz zor oluyor. Bende damak zevkime göre sevdiğim otları karıştırıyorum. Gelelim görüntüsüyle iştah kabartan böreğimizin tarifine ;




Malzemeler ;

Hamuru için ;

  • 750 gr Un
  • 1 çay bardağı yoğurt suyu
  • 4 yemek kaşığı sirke
  • 1 kahve fincanı zeytinyağ
  • Ilık su
  • Tuz

İç Harcı için ;
  • 1 kg Karışık Ot (Ispanak, Pazı, Isırgan, Tere, Kuzu kulağı)
  • 300 gr lor 
  • 1 soğan
  • Sıvıyağ
  • Tuz

Yufkaların aralarına sürmek için;
  • 2 yemek kasığı tepeleme Becel (eritilecek)
  • 1,5 su bardağı sıvıyağ

Yapılışı ;


Önce karışık otlar ayıklanır, kumu gidene kadar iyice yıkanır ve suyunun süzülmesi için bir süzgece konur. Diğer tarafta elenen un yoğurma kabına alınır. Ortası havuz gibi açılır ve yoğurt suyu, sirke, zeytinyağ ve tuz konur. Ilık su ilave ederek kulak memesi kıvamında bir hamur yoğurulur. Hamurun en az yarım saat kadar dinlenmesi gerekir. Hamurumuz dinlenirken iç harcımızı hazırlayalım. Suları süzülen otlar elle parçalanır. Soğan küçük küçük doğranır. Tencereye 2 kaşık sıvı yağ konur ve doğranan soğan kavrulur. Üzerine otlar ilave edilir ve otlar diriliğini kaybedene kadar hafif kavrulur, tuzu ilave edilir. Ilınması için bekletilir. Ilınan otlara lor ilave edilir. Eğer arzu edilirse baharat ilave edilebilir. Dinlenen hamurumuz 9 bezeye ayrılır. Her bir beze açabildiğimiz kadar büyük ve ince açılmaya gayret edilir. Açılan yufkanın yarısına becel-sıvıyağ karışımı fırça yardımı ile sürülür ve ikiye katlanır. Katlanan kısım yağlanır ve yufkanın uzun kısmına karışık ot yayılır, çok sıkmadan gevşek şekilde rulo yapılır. Tepsinin ortasına dolanarak konur. Diğer bezelere de aynı işlem uygulanarak tepsiye yerleştirilir. Böreğin üzerine sıvıyağ-su karışımı sürülür ve üzeri kızarana kadar pişirilir. 




Not : Ben bu böreğimi çocukluğumdan kalma davul fırında pişirdim. Eğer ayarlı fırında pişirmek isterseniz 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirebilirsiniz. Ayrıca fırından böreğinizi çıkardığınızda üzerine su serperseniz kabuğunun kurumasına engel olmuş olursunuz.


Afiyet Olsun....

18 Şubat 2013 Pazartesi

Mısırlı Karalahana Çorbası


Bizim mutfakta değişik yörelere ait yemekler pişer. Farklı lezzetleri denemek hoşuma gidiyor. Tabi bazı yemekleri eşime kabul ettirmek zor oluyor ama ne yapalım ufak tefek değişikliklerle ona da yedirmeyi başarıyorum. Kadının fendi misali :) 


Bugün ne yapsam diye düşünürken evdeki malzemeler şöyle bir baktım ; karalahanayı görünce çorba yapmak geldi içimden. Anne tarafından  Karadenizli olduğum için karalahana ile yapılan yemeklere alışkınım. Fakat eşimin hiç de tanıdık olmadığı bir lezzetti. Yine de yaptım ve eşim benim ellerimle hazırladığım bu çorbayı çok sevdi. Normalde biz bu çorbayı yaparken salça yada domates püresi koymayız. Fakat eşimde renksiz olan yemekleri sevmediği için ona göre değişiklikler yaptım. Sizlerinde seveceğinizi umut ederek tarifimi paylaşıyorum. 




Malzemeler ;
  • 1 demet karalahana
  • 1 küçük soğan
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 3 yemek kaşığı domates püresi
  • 3 yemek kaşığı tepeleme mısır unu
  • 330 grlık kutu mısır
  • Tuz
  • Tereyağ ve sıvıyağ

Yapılışı ;

Karalahanalarımızı ayıkladıktan sonra kaynar suda 3-4 dk. kadar haşlayıp, süzelim. Küçük küçük doğrayalım. Daha sonra küçük küçük doğradığımız soğanı 2 kaşık sıvıyağda kavuralım.  Biber salçası ve domates püresini ekleyelim ve kavurmaya devam edelim. Üç kaşık mısır unumuzu ekleyelim ve kavuralım. En son küçük küçük doğradığımız karalahanaları ilave edelim ve 5 dk. daha kavuralım. Suyunu ilave edelim. Karalahana çorbası diğer çorbalara göre biraz daha kıvamlı bir çorbadır ve suyunu zevkinize göre ilave edebilirsiniz. Bir taşım kaynadıktan sonra mısırlarımızı ilave edelim. Çorbamız yaklaşık olarak 30 dk.da pişmektedir. Çorbamızın pişmesine yakın tuzunu ve küçük bir parça tereyağı ilave edelim. Bir taşım kaynadıktan sonra ocağımızı kapatalım. Çorbamız servise hazırdır.


Afiyet Olsun...

15 Şubat 2013 Cuma

Ar Yıldız Fabrika Gezisi




Blogger arkadaşlarımızla çocukluğumdan beri bildiğim bir marka olan Ar Yıldız firmasını ziyaret ettik. Mutfağımızda kullandığımız ürünlerin nasıl yapıldığını, ne kadar çok emek verildiğini görmek hepimizi çok heyecanlandırdı.




Firma yetkilisi Ferhan hanımın içtenliği ve Yağmur arkadaşımızın güzel organizasyonu ile çok eğlenceli bir gezi gerçekleştirdik. İstanbul'da üç ayrı noktadan arkadaşlarımızla buluşup kısa bir yolculuğun ardından Çorlu'da bulunan fabrikaya geldik. Yöneticilik yaptığım yıllardan fabrika ortamlarını bilirim, fakat fabrika yemekhanesinde yemek yemeyeli yıllar geçmişti. Özlemişim o günleri.




Güzel bir öğle yemeğinin ardından Ferhan hanımın eşliğinde toplantı salonuna geçtik. Orada bizi fabrikanın üretim müdürü ve muhasebe müdürü karşıladı. Kahve eşliğinde hem sohbet ettik, hem de fabrika ve üretimle ilgili bilgiler aldık. Ayrıca mutfak eşyalarımızın kullanımı ve uzun ömürlü olması için neler yapmamız gerektiği konusunda bilgilendirdiler. Bu bilgileri sizlerle detaylı bir şekilde paylaşacağım.





Benim çocukluğumda çeyizin markasıydı Ar Yıldız..Şuanda da sektördeki birçok marka arasında liderliğini koruyan firma 1948 yılında kurulmuş ve bugün uluslararası sektör gelişmelerini ve trendlerini yakından takip eden, zarif tasarımlarıyla adından söz ettiren lider mutfak eşya üreticilerden biri haline gelmiştir. Başta çelik ürünler olmak üzere tüm aksesuarları, gerek yurt içinde gerekse yurt dışı pazarında ülkemizi başarıyla temsil etmektedir.
37.000 m2'si kapalı alan olmak üzere toplam 72.000 m2'lik üretim alanına sahip Ar-Yıldız, kalite ve tasarım odaklı çizgisini koruyan marka anlayışıyla, kurulduğu günden bu yana ürün ve hizmet çizgisindeki mükemmeliyetçilik anlayışından ödün vermemektedir. Tüm tasarımlarını kendi ekibiyle yaratırken, üretimini de kendi tesislerinde gerçekleştirmekte ve her sezon sektör trendlerini belirleyen koleksiyonlar hazırlamaktadır. 24 kişilik profesyonel bir ekibe sahip Ar-Ge departmanına yaptığı yatırımlarla da her dönem ölçülebilir değerlerle büyümesini sürdürmektedir.






Ar-Yıldız, ürünlerinin arz talep durumlarını göz önünde tutmakta, üretimini, marka dostlarının en çok tercih ettikleri ürünleri her zaman bulabilecekleri şekilde yönetmektedir. Başta çatal, bıçak, kaşık, tencere, çaydanlık ve sofra aksesuarları olmak üzere 6.000'i aşkın ürün çeşidi ile Türkiye'nin hemen hemen tüm şehirlerindeki seçkin mağazalara dağıtım yapmakta; her satış noktasında yüksek kaliteyi çağrıştırmakta; Ülkemizin bütün bölgelerinde bulunan bayi ağıyla gücünü sektörüne kanıtlamaktadır. Orion ve Maxstyle markaları ile ev tekstili ve aksesuar üretimine de başlamışlar. http://www.aryildizcourt.com/ adresi üzerinden hem tüm ürünleri görebilir, hem de güvenli bir şekilde online alışveriş yapabilirsiniz.






"Müşteri" ve "verimlilik" odaklı bir yönetim anlayışı içinde çalışmalarını sürdüren Ar-Yıldız, bugüne kadar personel eğitimine verdiği önem ve 'dost canlısı' marka kimliğiyle hedef kitle profilinin zevk ve kalite anlayışına seslenerek güven kazanmıştır. Ve bu güveni 2010 ve 2011 yıllarında üst üste aldığı "Tüketici Kalite Ödülü " ile taçlandırmıştır.




Üretmeyi ve üretimde liderliği başarının temel kaynağı olarak gören Ar-Yıldız, "kalite ve güven" ikilisinden hiçbir zaman ödün vermeden çalışmakta; üretim kalitesinin ve kullandığı teknoloji gücünün dünya standartlarına uygunluğunu "2011 European Union Quality Awards" ile tescillenmesinin gururunu yaşamaktadır.

Bende ürünlerini kullandığım ve güvendiğim bir firmayı yakından tanımış olmaktan dolayı çok mutluyum ve nazik davetinden dolayı sevgili Yağmur'a, konukseverliğinden ve kullandıkça her zaman hatırlayacağımız hediyelerinden dolayı Ar Yıldız firmasına ve Ferhan hanıma, ayrıca bıkmadan sorularımıza yanıt veren üretim ve muhasebe müdürüne çok teşekkür ediyorum. 





Böyle güzel etkinliklerde görüşmek dileği ile....