Sağlıklı Kemikler ve Osteoporoz
Prof.
Dr. Ayşegül Ketenci
Türkiye
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği Başkanı
İstanbul
Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD öğretim üyesi
Osteoporoz, dünyada en yaygın görülen kas iskelet sistemi
hastalıklarından birisidir. Düşük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikromimari
yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması
olarak tanımlanmaktadır.
Dünyada 200
milyon kişide osteoporoz olduğu tahmin edilmektedir. Amerika Birleşik
Devletleri ve Avrupa’da menopoz sonrası kadınların yaklaşık %30’unda osteoporoz
vardır. Bu kadınların en az %40’ı ve erkeklerin %15-30’u geri kalan
yaşamlarında bir veya daha fazla kırık geçirecektir. Her geçirilen kırık bir
sonraki kırığın riskini arttırmaktadır.
Osteoporoz
sadece menapoz sonrası kadınları etkilememektedir. Dünyada 50 yaş üzeri her 5
erkekten biri osteoporozdan etkilenmektedir. Osteoporoza bağlı kırıklar 65 yaş
altında 5 kadına karşılık 1 erkekte, 65 yaş üstünde 2 kadına karşılık 1 erkekte
görülmektedir. Yaşam boyu kırık riski erkeklerde prostat kanseri riskinden daha
fazladır.
Türkiye‘de 50 yaş
üzerindeki kişilerde osteoporoz yaygınlığını belirlemek ve osteoporoza bağlı kalça
kırığı sıklığını tespit etmek amacıyla yapılan FRAKTÜRK çalışmasında, 26.424
kişi taranmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre; 50 yaş ve üzerindeki
bireylerin %50'sinde düşük kemik yoğunluğu (osteopeni), %25'inde osteoporoz
saptanmıştır. 50 yaşında yaşam boyu kalça kırığı geçirme olasılığı kadınlarda
%14.6 ve erkeklerde %3.5’dur.
Osteoporoz
tanısı tüm dünyada DXA (dual enerji x-ray absorpsiyometri) olarak tanımlanan
bir cihazla yapılan ölçümle konulmaktadır. Ancak bu cihazla yapılan ölçüm
hastalarımızda kırık riskini belirlemek için yeterli olmayabilmektedir. Bu
nedenle Dünya Sağlık Örgütü FRAX (Kırık riskini değerlendirme aracı) isminde
bir değerlendirme yöntemi belirlemiştir. Bu yöntem Türkçe’ye de çevrilmiştir ve
ülkemizde kullanılmaktadır. Bu yöntemde yaş, cinsiyet, daha önce kırık geçirmiş
olmak, aile de kalça kırığı olması gibi birden fazla parametre
değerlendirilmekte ve önümüzdeki 10 yıl içinde kalça kırığı ve majör
osteoporotik kırık geçirme olasılığı belirlenmektedir.
Osteoporozda kırık temel olarak önlemeye
çalıştığımız sonuçtur ve risk faktörleri çok önemlidir. Kadın olmak, düşük kemik mineral yoğunluğu, 40
yaşından sonra basit bir travma ile kırık geçirmiş olması, ailede osteoporoz öyküsünün
olması, erken menopoz, ileri yaş, adet dönemlerindeki düzensizlik, erkeklerde
düşük testosteron seviyesi, süt ürünlerinin ya da diğer kalsiyum ve D vitamini
kaynaklarının az alınması, egzersiz yapmamak, uzun süreli kortizon kullanımı,
tiroid hormonunda aşırı fazlalık, sigara içmek, aşırı miktarda alkol almak,
aşırı miktarda tuz tüketmek, proteinden zengin beslenmek, aşırı miktarda
kafeinli ve aistli yiyecek ve içecekleri tüketmek osteoporoz açısından bilinen
temel risk faktörleridir.
Kemik sağlığında genetik %80 oranında rol oynamaktadır.
Geriye kalan %20’yi ise, beslenme, fiziksel aktivite, hormonal durum ve yaşam
biçimi etkiler. Ülkemizde Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan
çalışmalarda kadınlarımızın sadece %1,9’unun fiziksel egzersiz yaptığı
bildirilmiştir.
Kemiklerimizin
gelişmesi ve korunmasında beslenmenin çok önemli rolü vardır. Uygun bir
beslenme, fiziksel ektivite ve egzersiz programı ile osteoporoz riski büyük
ölçüde azaltılabilir.
Özellikle
kalsiyum ve D vitamininden zengin beslenmek önemlidir. Avrupa Kılavuzu 2016
yılında yaşa göre 1000-1200 mg/gün kalsiyum, 800-1000 IU/gün D vitamini alımını
önermektedir.
Kemik
sağlığı için D vitamini de çok önemlidir. Güneş ışınlarının etkisi ile ciltte D
vitamini oluşturulur. UV ışınlarının dozuna ve açısına bağlı olarak oluşan D
vitamini miktarı değişir. Yapılan çalışmalarda güneş ışınlarından yararlanmada
bölgesel farklılıklar görülmektedir. Güneşten korunma amacıyla kullanılan
kremler, kapalı giyim tarzı, cam arkasından güneşlenme ve ciltte D vitamini
sentezinin azalması daha az D vitamini üretimine neden olur. D vitamini ayrıca
gıdalarla alınabilir. Balık yağı, süt ürünleri, yumurta sarısı ve karaciğer D
vitamininden zengin ürünlerdir. Ancak kolesterolü yüksek ve yaşlı kişilerin bu
gıdaları yeterince almaları zordur. Yaşlılarda barsak mukozasında D vitaminine
direnç vardır. Bütün bu sorunlar tüm dünyada yaygın olarak D vitamininin eksik
olmasına neden olmuştur.
Ayrıca
kemiğin ana yapısının yenilenmesi için protein alımı gereklidir. Kadınlarda 46
gr/gün, erkeklerde ise 56 gr/gün protein alımı önerilmektedir. Ancak fazla
protein alımı vücutta asidoza neden olmakta, bu asidoz kalsiyum ile
dengelenmekte ve bu nedenle kemik sağlığı olumsuz etkilenmektedir.
Kafein ve sodyum ise vücuttan kalsiyum kaybını
arttırırlar. Bu nedenle yoğun miktarda kahve içimi, aşırı tuzlu yenilmesi
önerilmemektedir.
Temel kalsiyum
kaynaklarımız arasında yer alan süt; sadece kalsiyum içermemektedir, ayrıca
içerdiği protein, fosfor, magnezyum, potasyum, çinko gibi elementlerle de kemik
sağlığı üzerinde birden fazla yolla etki etmektedir. Süt sadece süt olarak
tüketilmemekte, yoğurt, kéfir, peynir gibi süt ürünleri olarak da kullanılmaktadır. Fazla süt
alımının zararlı olabileceği ile ilgili bilgilerimiz geliştikçe süt ürünlerinden
yararlanma ihtiyacı artmaktadır. Ayrıca süt ürünleri laktoz intoleransı olan
kişiler tarafından da daha iyi tolere edilebilmektedir.Kemik sağlığı için
olmazsa olmazlarımız arasında fiziksel aktivite/egzersiz de yer almaktadır.
Osteoporozu önlemek ve tedavisine katkıda bulunmak için vücut ağırlığı ile
yapılan egzersizler önerilmektedir. Yürüyüş, hafif tempo koşu, ağırlıklı
egzersizler, dans etmek, zıplamak ve ip atlamak bu egzersizlerin
başlıcalarıdır. Duruşu düzeltmek için germe egzersizleri, düşme riskini
azaltmak için denge egzersizleri ayrıca önerilen egzersizler arasındadır.
Hiç
unutulmamalıdır ki, hastalıkların en iyi tedavisi kişleri hastalıktan
korumaktadır. Bu nedenle gebelik döneminden itibaren düzenli beslenme, fiziksel
aktivite, gazlı içecekler, aşırı kahve, sigara ve alkolden uzak durmak ileri ki
yaşlarda osteoporoz olma riskimizi azaltacak ve bizi koruyacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder